Disney+’ın 14 Haziran’da yayına başlamasıyla birlikte, hayatımıza giren platformlara bir yenisi daha eklendi. Yakın zamanda, başta HBO olmak üzere başka platformların da Türkiye pazarına girmesi bekleniyor. İçeriğin farklı platformlara dağılması yüzünden, izleyicilerin ücretli VOD (Video on Demand) platformları (Subscription Video on Demand - SVOD) arasında hangisini seçecekleri konusunda kafa karışıklığı yaşadığı bir gerçek. Buna karşın, TV’nin geleceği üzerine yapılan neredeyse bütün araştırmalar stream platformlarının daha da büyüyeceğini gösteriyor. Tüm bu gelişmeler olurken, geleneksel TV cephesindeki durumun ne olduğuna değinmek istedik.
Kısa bir süre önceye dek, pek çok yorumcu konvansiyonel TV’nin zamanla iyiden iyiye zayıflayacağı kehanetinde bulunuyordu. Buna göre, gün geçtikçe güçlenen stream platformlarının konvansiyonel TV’yi eski görkemli yerinden edeceği öngörülüyordu. Platformların güçlü ve zengin yapımlarla öne çıkması ve izleyici sayılarının katlanarak artması da bu konudaki yorumları doğrular nitelikteydi. Peki, gerçekten öyle mi oldu?
Söz konusu yaygın yorumlar neredeyse herkesin dilindeyken, pandemi pek çok şeyle birlikte TV’nin gidişatını da değiştirdi. Alınan tedbirler dolayısıyla evde geçirdiğimiz vaktin artması sadece stream platformlarına değil, konvansiyonel TV’ye de ilgiyi artırdı. Üstelik, yapılan araştırmalar bu ilginin pandeminin etkisinin büyük ölçüde azaldığı günlerde de devam edeceğini gösteriyor. The CMO Survey’e göre, geleneksel reklam yatırımlarının gelecek sene büyük oranda artması bekleniyor. Yaklaşık 10 yıldır süren düşüşün önümüzdeki yıl dramatik şekilde tersine döneceğinin öngörülmesi oldukça anlamlı bir gösterge. Peki, bu dönüşümün ortaya çıkmasının sebepleri ne?